Home Sağlık Antibiyotik kaç saate bir alınır

Antibiyotik kaç saate bir alınır

Antibiyotiklerin etkilerini gösterebilmeleri için kanda belirli seviyede olmaları gerekiyor. Bu seviyeyi sabit tutabilmeniz, ancak ilacınızı eşit aralıklarla almanızla mümkün. Örneğin; günde 3 kez alacaksanız, 8 saat arayla için. Antibiyotiklerin mide veya bağırsakta çözülerek kana karışması gerekiyor.

Los Angeles’taki Güney Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları; her antibiyotiğin farklı şekilde savunma yapması, aynı andan birden fazla antibiyotiğin işe yarayacağının kanıtı olduğunu söylüyor. Profesör Van Savage “Bazı ilaçlar hücre duvarına saldırırken, bazı ilaçlar hücre çekirdeğine saldırır.

Antibiyotik hangi aralıklarla kullanılır?
Antibiyotik kaç gün kullanılmalı diye merak edenler için çoğu antibiyotiğin 7 ila 14 gün için reçete edildiği belirtilmelidir. Bazı durumlarda daha kısa tedaviler de işe yarayabilir. Ancak tedavi süresi ve kullanılacak antibiyotik türü doktorlar tarafından belirlenir.

Antibiyotik saati geçerse ne olur?
Bir doz antibiyotiğin atlanması, kan dolaşımındaki ilaç seviyesinin düşmesine izin verir, bu yine de iyileşmenizi sağlayabilir. Fakat mikropların antibiyotiğe bağışıklık geliştirme şansını da arttıracaksınız.

Antibiyotik kaç dakikada emilir?
Ağız yoluyla ilaç alındığında, mide ve bağırsaklardan emilimi nedeniyle etkisi 30 ila 90 dakikada ortaya çıkar.

Augmentin 1000 mg 2 tane içilir mi?
Yetişkinlerde tablet dozları Hafif ve orta şiddette enfeksiyonlar için 12 saatte bir 625 mg tablet ya da şiddetli enfeksiyonlar için 12 saatte bir 1000 mg’dir. Tedavi süresi, 14 günü aşmamalıdır. 1000 mg tablet 12 yaş altı çocuklarda uygun değildir. 40 kg veya daha fazla olan çocuklarda yetişkin dozları uygulanabilir.

Fazla antibiyotik alınırsa ne olur?
Aşırı ve gereksiz antibiyotik kullanımında flora değişimi ve mukozal bağışıklığın azalması sonucu alerjik hastalıklara eğilim artar. Böbrek fonksiyonlarında bozulma; özellikle, böbrek hastalığına eğilimi olan kişilerde aminoglikozidler gibi bazı antibiyotiklerin toksik olduğu unutulmamalıdır.

Antibiyotikler en az kaç gün kullanılmalı?
Antibiyotik kullanımının süresi antibiyotiğin çeşidine ve hastalığın türüne göre farklılık gösterebilir. 3 gün kullanılacak antibiyotik olduğu gibi 10-14 gün süre ile kullanılması gereken antibiyotiklerde vardır. Antibiyotik süreleri doktorun önerdiği süreden daha kısa olmamalıdır.

Antibiyotik Rehberi – Antibiyotik Nedir

Bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve insan sağlığı açısından büyük öneme sahip antibiyotik ilaçlar bakterilerin çoğalmasını önlemekte ve/veya bakterileri öldürerek sağlığımızı geri kazanmamızı sağlamaktadır. 20. yüzyılda bilim dünyasında çığır açan gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemdeki en büyük gelişmelerden biri binlerce hatta milyonlarca insanın bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle ölmesini önleyen penisilinin, daha sonraki yıllarda da diğer antibiyotiklerin bulunmasıdır.

Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve insan sağlığı açısından çok büyük öneme sahip ilaçlardır. Bu kimyasal maddeler, bakterilerin çoğalmasını önlemekte ve/veya bakterileri öldürmektedir.

Penisilinin 1928 yılında bulunmasından sonraki yıllarda sıtma, tüberküloz ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadelede çok güçlü silahlar olan ilaçlar / antibiyotikler geliştirilmiştir. Antibiyotik, bakterinin üremesini durduran veya bakteriyi öldüren ilaçtır. Antibiyotikler topraktaki mikroorganizmalardan doğal olarak üretilebileceği gibi laboratuvarlarda kimyasal yollarla yapay olarak da üretilmektedir. Ancak günümüzde, konu ile ilgili mevcut “tablo” endişe verici olmaya başlamıştır. Şöyle ki, Dünya, beklenen yaşam süresindeki artış ve sağlığın geliştirilmesinde anahtar rol oynamış olan enfeksiyon hastalıklarını tedavi etmedeki gücünü koruyamaz ise, 21.yüzyılda bu güne dek olan gelişmeler gerileyecek, hatta tersine dönebilecektir. Çünkü Dünya genelinde ve Türkiye dahil pek çok ülkenin bir gerçeği olan “antibiyotiklerin gereksiz ya da bilinçsiz kullanımı”, bilimin insanlığa kazandırmış olduğu bu gücün kaybedilmesine yol açacaktır. Ne yazık ki dünyamızda bu güç kaybı süreci başlamıştır. Gereksiz, yanlış, uygunsuz antibiyotik kullanımı, halk sağlığının önemli bir sorundur.

Dünya Sağlık Örgütü 18 Kasım gününü “Antibiyotik Farkındalık Günü” olarak belirlemiş ve çeşitli etkinliklerle akılcı antibiyotik kullanımının önemine dikkat çekmektedir. . Dünya sağlık Örgütünün verdiği bilgilere göre, tüm Dünya’da kullanılan antibiyotiklerin yarısından fazlası uygun olmayan şekilde reçete edilmekte, satılmakta ya da kullanılmaktadır. Hastalığa yol açan mikroorganizmaları bakteri, virüs ve mantar olarak tanımlarız. Antibiyotikler sadece bakterilerin yol açtığı hastalıkların tedavisinde kullanılır ise etkili olur. Virüslerin yol açtığı grip, soğuk algınlığı, bronşit, zatüre ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde etkisiz olduklarından antibiyotik kullanılmamalıdır. Uygun tanılı hastalıkların tedavisi veya profilaksi dediğimiz koruyucu yaklaşımında antibiyotikleri kullanmalıyız. Aksi taktirde antibiyotik direncine yol açarız. Antibiyotik direnci, bakterilerin o grup antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesi ve daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda artık o antibiyotik o bakteriye karşı işe yaramaz hale gelmesidir. Bu durum, yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan yapısı değişerek dirençli hale gelen bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır.

Antibiyotik Direnci Neden Önemli?

Eskiden iyileşip taburcu olabileceğiniz bir enfeksiyondan ötürü uzun süre hastanede yatabilir hatta ölebilirsiniz.

Dirençli bakteri nedeni ile hastanede izolasyon kurallarının uygulandığı özel bakım görürsünüz. Bu sosyal izolasyon hastanın psikolojisi etkileyebilir.

Hastanede yatış maliyeti artar. Dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisi daha kompleks ve daha pahalıdır.  Temas yolu ile bir hastadan çok koyla bulaşabildiğinden hastanede salgınlara yol açabilir. İş gücü kaybı artar.

Antibiyotik direnci sizi hasta etmeyebilir ancak çevreniz için bulaştırıcı bir kaynak görevi(taşıyıcı) görebilirsiniz. Hastanede yatış süresi uzar.

Mevcut eski antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi sebebiyle yeni nesil antibiyotiklerin etkililiği de düşük olabilmekte, güçlü yeni kuşak antibiyotiklerin geliştirilmesi ve kullanılması hastalık bakım maliyetlerini çok arttırabilmektedir. Yeni bir antibiyotiğin geliştirilmesi ve kullanıma sunulması yaklaşık 10 yıl süren bilimsel çalışmalarla mümkün olmaktadır. Ne var ki uygunsuz kullanımlar sonucunda uzun süreçler sonucu geliştirilen antibiyotikler kullanılmaz hale gelmektedir Hem hastalar hem de doktorlarda antibiyotik bilincinin geliştirilmesi gereklidir. Antibiyotik reçetelemek tüm hekimlere verilen bir yetki olmasına karşın toplumda ve hastanede karşılaşılan antibiyotik dirençli hastalıkların tedavisi için Enfeksiyon Hastalıkları uzman doktorları yetkindir. Acil servisler hayati durumlara (felç, trafik kazası, kalp krizi, vb.) müdahale etmek içindir. Kan, idrar, dışkı, akıntı kültürü gibi ileri mikrobiyolojik incelemeler acil servislere başvurulduğunda yapılamamaktadır. Bu nedenle  bilinç kaybının olmadığı tüm enfeksiyonlar poliklinik şartlarında ilgili uzman hekimler tarafından değerlendirilmeli, ileri tetkikler yapılarak gerekiyor ise antibiyotik reçetelenmelidir. Antibiyotikler bakterilerle oluşan enfeksiyonlara karşı etkilidir; virüslerle oluşan enfeksiyonlarda etkisi yoktur. Enfeksiyonları doğru bir şekilde tedavi edebilmek için virüsleri bakterilerden ayırmalıyız.

Bu konuda topluma düşen, antibiyotiklerin hekim tanısı

•Antibiyotik başlanmadan önce mutlaka hastalığa yol açan bakteriyi ortaya koyabilmek için kültür alınmalıdır.

•Antibiyotik ağrıyı dindirmez, burun akıntısını, öksürüğü hafifletmez.

•Antibiyotikler ateş düşürmez.

•Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz.

•Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır

•Antibiyotiklerin etkisi en erken 72 saatte ortaya çıkabilir, hatta kemik enfeksiyonları gibi uzun süre antibiyotik tedavisi gerektiren hastalıklarda bu süre aylar olarak ifade edilir.

•Antibiyotikler virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez. Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde etkisiz hale gelir.

•Hekim reçete ettiği antibiyotikler, enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya çıkma riskini azaltmak için doğru dozda, doğru şekilde ve reçetedeki uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır.

•Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz. •Hastaların, daha önceki hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir

Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği Süreden önce sonlandır mamalıdır. Antibiyotikler olması gerekenden daha kısa süreli kullanıldığında; bakteri antibiyotikle tanışır, kendi savunmasını geliştirir bakteri de yok edilmemiş olur. Bir daha aynı bakteri ortaya çıktığında, bu kez o antibiyotik o bakteriye etki etmeyebilir, Çünkü önceden karşılaşmış ve direnç mekanizmalarını geliştirmiş olabilir.

•Antibiyotikler karaciğeri yorabilir ama kalıcı etkisi yoktur; bazı antibiyotiklerin böbrekte kalıcı hasarlar bırakabildiği bilinmektedir; bu nedenle doktor önerisi olmaksızın kendi kendine, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır.

•Grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır.

•Güvenli olmayan antibiyotikler gebelikte veya emzirme ile, bebekte hasar oluşturabilir; bu nedenle doktor önerisi olmaksızın kendi kendine, gereksiz uygunsuz Antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır.

Sonuç olarak; gereksiz antibiyotik kullanımın Önüne geçerek bakteriyelen feksiyonlara/ bulaşıcı hastalıklara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri bilinçli-doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir.

Doktorunuzdan gereksiz yere antibiyotik yazmasını lütfen talep etmeyiniz ve akılcı antibiyotik tüketiniz (etkin doz, doğru süre ve aralık). Unutulmaması gereken “Sağlık en önemli varlığımız olduğu gibi bilinçsizlik, en büyük sağlıksızlıktır.

Antibiyotik Kullanımında Dikkat Etmeniz Gereken 7 Hayati Faktör

Antibiyotik Kullanımında Dikkat Etmeniz Gereken 7 Hayati Faktör

Son yıllarda alınan ‘reçetesiz antibiyotik alınamaması’, ‘bilinçli antibiyotik kullanımı konusunda farkındalık oluşturulması’ gibi tedbirlerle ülkemizde antibiyotik kullanımı yılda 250 milyon kutudan,  170 milyon kutuya düştü. Ancak halen Avrupa’da en çok antibiyotik kullanan ülke konumundayız. Antibiyotikler en fazla suiistimal edilen ilaçlar arasında yer alıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü Uzmanları 18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü öncesinde bilinçsiz antibiyotik kullanımının yol açtığı zararlar ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.

Antibiyotikler

Genel Tanıtım

Antibiyotik Nedir?

Antibiyotikler günümüzde sıvı, tablet veya kapsül olarak ağızdan alınabilir veya vücuda enjeksiyonla verilebilir. Genellikle enjeksiyon yoluyla antibiyotiğe ihtiyaç duyan bireyler ağır enfeksiyon geçirdikleri için hastaneye kaldırılmış olan bireylerdir. Bunlara ek olarak belirli cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için cilde uygulanacak tarzda hazırlanmış antibiyotik kremler, merhemler veya losyonlar olarak da mevcuttur.

Antibiyotiklerin yalnızca bakteri ve bazı parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlara karşı işe yaradığını unutmamak önemlidir. Bir parazit, başka bir canlı, yani bir konak ya da konukçu üzerinde veya içinde yaşaması gereken bir mikrop türüdür.

Antibiyotikler, soğuk algınlığı ya da gripgibi virüslerin neden olduğu ya da pamukçuk gibi mantarların neden olduğu enfeksiyonlara karşı etkili değildir.

Bazen viral enfeksiyon vakalarında veya küçük çaplı bakteriyel enfeksiyon vakalarında durum ilerler ve ortaya daha ciddi bir ikincil bakteriyel enfeksiyon vakası çıkar. Bu durumda antibiyotik kullanılması gerekli olabilir.

Keşfedilen çok sayıda ve çeşitli antibiyotik türleri mevcuttur. Bu türler aynı zamanda farklı marka isimleriyle bulunurlar. Antibiyotikler genellikle çalışma prensiplerine göre gruplanır. Hemen her antibiyotik türü genellikle belirli bakteri veya parazit türlerine karşı etkilidir. Bu sebeple farklı enfeksiyon türlerini tedavi etmek için farklı antibiyotikler kullanılır.

Antibiyotikler Nasıl Etki Gösterir?

Bazı antibiyotikler bakteri veya parazit türü mikropları öldürerek çalışırlar. Bu tür antibiyotikler genellikle bakteri veya parazitin hücre duvarının yapısına müdahale edilerek işlevlerini yerine getirirler. Bazı antibiyotik türleri ise bakteri veya parazitin çoğalmasını durdurarak çalışır.

Antibiyotikler Ne Zaman Reçete Edilir?

Antibiyotikler normalde sadece daha ciddi bakteriyel ve bazı parazitik enfeksiyonlar için reçete edilir. Enfeksiyonlar ise en yaygın olarak antibiyotiklerin etkileyemeyeceği virüsler neden olur.

Normal şartlarda orta seviye bir bakteriyel enfeksiyonu olan bireyin bağışıklık sistemi bu bakteriyel enfeksiyonların çoğunu temizleyebilir. Antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu kulak, burun ve boğaz enfeksiyonlarının çoğunun iyileşmesini hızlandırmak için genellikle çok etkili değildir. Bu nedenle doktorlar virüslerin ya da bakteri olmayan enfeksiyonların neden olduğu durumlar için veya hatta hafif bir bakteriyel enfeksiyon için bir antibiyotik reçete etmezler.

Ancak menenjit veya zatürre gibi bakterilerin neden olduğu belirli ciddi enfeksiyonları olan bireylerin antibiyotik kullanması zorunludur. Bu durumlarda antibiyotikler genellikle hayat kurtarıcıdır.

Doktorlar hasta bireylerin ciddi bir hastalığı yenmek için bir antibiyotiğe ihtiyaç olup olmadığını belirlemek üzere bireyi kontrol etme konusunda uzmandırlar. Buna ek olarak özellikleidrar yolu enfeksiyonlarının böbreklere yayılmasını engellemek için genellikle antibiyotik kullanılması zorunludur.

Daha az ciddi bir durum olan sivilceyi tedavi etmek için de antibiyotikler kullanılabilir. Akne için verilen daha hafif antibiyotikler ağız yoluyla alınabilir veya doğrudan cilde uygulanabilir.

Hangi Antibiyotik Reçete Edilmelidir?

Antibiyotik seçimi esas olarak bireyde hangi enfeksiyonun bulunduğuna ve enfeksiyona neden olan mikrop türüne bağlıdır. Her antibiyotik türü yalnızca belirli bakteri ve parazitlere karşı etkilidir. Örneğin bir pnömoni hastasının genellikle hangi bakterilerden dolayı bu hastalığa yakalandığı bilinmektedir. Bu sayede doktorlar bireye bu tür bakterilerle en etkin savaşan antibiyotiği seçecektir.

Bir antibiyotik seçiminde hastanın yaşı, enfeksiyonun yeri, ne kadar şiddetli olduğu, bireyin böbrekleri ile karaciğerinin ne kadar iyi çalıştığı, ne kadar dozaj gerekeceği, bireyin kullandığı ya da kullanmak zorunda kalacağı diğer ilaçlar, antibiyotiğin yan etkileri, bireyin antibiyotik alerjisine sahip olup olmaması, hamilelik, emzirme gibi durumlar, toplumda görülen enfeksiyon yayılımı ile o bölgedeki mikropların hangi antibiyotiğe karşı dirençli olduğu gibi faktörler son kararı etkiler. Hamile ve emziren kadınların da kullanabileceği bazı antibiyotik türleri vardır.

Antibiyotik Alırken Oluşabilecek Olası Yan Etkiler Nelerdir?

Antibiyotikleri doğru şekilde almak hem birey için hem de genel toplum için önemlidir. Antibiyotikleri reçete edildiği gibi kullanmayan bireylerin, çalışma gücü azalabilir. Örneğin bazı antibiyotiklerin yemekle alınması gerekirken, bazılarının da aç karnına alınması gerekir. Antibiyotiklerin doğru şekilde alınmaması, ne kadarının vücudunuza gireceğini yani emilimini etkileyecektir.

Bu da bazı vakalarda antibiyotiklerin işe yaramamasına neden olabilir. Bu nedenle, bireyler hem doktorun verdiği talimatları hem de reçete edilen antibiyotik ile birlikte gelen broşürdeki talimatları tamamen yerine getirmelidir.

Antibiyotiklerin geçmişte aşırı kullanımı, bazı bakterilerin formlarını veya yapılarını değiştirmesine yani mutasyona uğramasına ve bazı antibiyotiklere karşı dirençli hale gelmesine yol açmıştır. Bu da antibiyotiğin gerçekten lazım olduğu yerlerde işe yaramayacağı anlamına gelebilir. Örneğin, MRSA bakterisi, birçok farklı antibiyotiğe dirençli hale gelen ve tedavisi zor olan bir bakteridir. Diğer bakteriler, belirli antibiyotiklere dirençli olmalarını sağlayan geniş spektrumlu beta-laktamaz enzimi gibi kimyasallar üretirler.

Antibiyotikler ciddi hastalıklar için hayat kurtarıcı olduğundan, antibiyotiklere karşı geliştirilen direnç dünya çapında önemli bir sağlık tehdidi haline gelmiştir. Bu nedenle, bireyler eğer sağlık uzmanları kendi durumları için antibiyotiklere gerek olmadığını söylüyorsa, konu için ısrar etmemelidir.

Sağlık uzmanı, bireyin hangi durumlarda antibiyotiğe ihtiyaç duyacağını ve hangi semptomların bireyi başka bir kontrol için geri gelmeyi gerektireceğini açıklayacaktır. Sonuçta bireyin hastalığı değiştiyse veya birey ikincil bir enfeksiyon geliştirdiyse, o aşamada gerçekten antibiyotiklere ihtiyaç duyulabilir. Sağlık uzmanları, gereksiz antibiyotik kullanımını azaltmaya yardımcı olmak için küresel olarak kabul gören yönergeleri izlerler.

Dünya üzerinde bulunan çok sayıda antibiyotiğin, yine en az o kadar farklı yan etkisi mevcuttur. Buna ek olarak tüm ilaçlarda olduğu gibi, farklı antibiyotik türlerinin de bir kısım ortak yan etkisi vardır. Bu yan etkileri öğrenmek için antibiyotiğin kullanım prospektüsü dikkatlice okunmalıdır.

Antibiyotiklerin çoğu yan etkisi ciddi değildir. Yaygın yan etkiler arasında dışkıda yumuşama,  ishal veya mide bulantısı gibi hafif mide rahatsızlığı bulunur. Daha az yaygın olarak, bazı insanlar bir antibiyotiğe alerjik reaksiyon gösterir ve bazıları şiddetli bir alerjik reaksiyondan dolayı hayatını yitirebilir. Ancak bu durumlar çok nadir görülür.

Antibiyotikler bağırsak ve vajinada yaşayan normal savunma bakterilerini de öldürebilir. Bu daha sonra daha zararlı mikropların o bölgeleri işgal etmesine fırsat verebilir.

Bireyler antibiyotik kullanımından sonra bağırsakta clostridium difficile enfeksiyonu adı verilen ciddi bir bakteriyel enfeksiyonun belirtileri olan şiddetli sulu ishal ve karın krampları ya da alerjik reaksiyon belirtileri olan nefes darlığı, kurdeşen, kızarıklık, dudaklarda, yüzde veya dilde şişme,  bayılma, vajinal pamukçuk belirtisi olan vajinal kaşıntı, akıntı, ya da oral pamukçuk belirtisi olan dilde beyaz lekeler gibi durumlarda derhal doktora başvurmalıdır.

Bazı antibiyotikler, bireyin aldığı diğer ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu, reaksiyonlara neden olabilir veya tedavilerden birinin veya diğerinin etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle, bireye bir antibiyotik reçete edildiğinde, birey başka ilaçlar alıyorsa bunu bir doktora iletmelidir.

Günümüzde antibiyotikler eczanelerden, doktor reçetesi karşılığında alınır. Geçmişte hatalı antibiyotik kullanımı nedeniyle antibiyotiklerin etkilerinde görülen düşüş, böyle bir önlemi herkesin sağlığı için zorunlu kılmıştır. Bu sebeple bireyler kendilerine düşen görevi yerine getirmeli ve uygun olmayan antibiyotik kullanımından kaynaklanan direnç sorununu azaltmak için, antibiyotik almadan önce her zaman doktordan tıbbi tavsiye almalıdır.

Antibiyotiğin Kullanım Süresi Nedir?

Kimler Antibiyotik Kullanamaz?

Herhangi bir bireyin antibiyotik alamaması çok nadirdir. Bireylerin bir antibiyotiği alamamasının ana nedeni, geçmişte bir antibiyotiğe karşı alerjik reaksiyon göstermiş olmasıdır. Bununla beraber birey belirli bir antibiyotiğe karşı alerjik reaksiyon göstermiş olsa bile, doktor bireyin alabileceği farklı bir antibiyotik türünü reçete etmeyi seçebilir.

Hamilelerin veya emziren kadınların almaması gereken bazı antibiyotikler vardır, ancak sağlık uzmanları bu durumdaki bir hastanın antibiyotiğe ihtiyaç duyması halinde hangisinin uygun olduğu konusunda tavsiyede bulunacaktır.

Bazı ilaçları kullanan bireylerin, bu ilaçlar ile olumsuz tepkimeye girecek antibiyotikleri almaktan kaçınması gerekebilir veya antibiyotik kullanımı sürecinde ilaç kullanımının durdurulması gerekebilir. Bu sebeple bireyler antibiyotik reçete edilirken doktorlarına sürekli veya o dönem kullandıkları bütün ilaçları ve takviyeleri belirtmelidir.

 

Benzer Haberler