Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Diyabetli çocuk komaya girmeden teşhis edilmeli…

Bu haberin fotoğrafı yok

Prof. Dr. Murat Aydın, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olarak, çocuklarda görülen şeker hastalığı hakkında bilgi verdi.

Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aydın, okullarda yaklaşık 25 bin çocuğun şeker hastası olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Murat Aydın, “Çocukluk çağında en yaygın kronik rahatsızlık şeker hastalığıdır. Eski zamanlara göre daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. Kesin bir sayı vermek zor olsa da, okullarda 25 bin civarında şeker hastası çocuk olduğunu tahmin ediyoruz. Her yıl bu sayıya bin 500 yeni hasta ekleniyor. Toplumda farkındalığın artması sayesinde, yeni tanı konan hastaların diyabetik komaya girmeden tedaviye başlamalarını umuyoruz” diye konuştu.

“ŞEKER HASTALIĞI ÇOKLU FAKTÖRLÜ BİR RAHATSIZLIKTIR”

Prof. Dr. Murat Aydın, şeker hastalığının ortaya çıkmasında birçok etkenin rol aldığını anlattı ve şöyle devam etti:

“Kişisel genetik yatkınlık vardır. Ama bu durum kalıtsal hastalıklar gibi değildir. Bir çocuklarında şeker hastalığı olan aileler, diğer çocuklarını da endişe ediyorlar, ama diğer kardeşlerde de görülme olasılığı yüzde 95 değildir”

Prof. Dr. Murat Aydın, “Şeker hastalığına yatkın genetik yapısı olan çocuklarda, soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, katkı maddeli paketli gıdalar gibi faktörler hastalığı tetikleyebiliyor ve belirgin hâle getirebiliyor. Ama bu durum net bir kalıtsallık anlamına gelmiyor” dedi.

“ŞEKER HASTALIĞININ İŞARETİ HAREKETSİZ YAŞAMDIR”

Çocuklarda Tip 2 şeker hastalığının da artış gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Murat Aydın, tip 2 şeker hastalığının en büyük nedeninin, hareketsiz yaşam ve şişmanlık olduğunu vurguladı. Aydın, “Çocuklar sokakta ve parkta oynamak yerine ekran karşısında vakit geçiriyorlar. Burada en önemli problem televizyon, bilgisayar ve akıllı telefonla geçirilen hareketsiz sürenin çok olmasıdır. Bir diğer konu ise evdeki beslenme alışkanlıklarının değişmesidir. Çalışmak zorunda olan anne babalar zaman darlığı gibi sebeplerle mutfakta hazır gıdalara yönelmeye başladılar. Eski usul tencere yemekleri azaldı. Hazır gıdalarda ise tat vermek için çok şeker ve yağ bulunuyor, yanlış beslenme alışkanlıkları hareketsiz yaşam tarzı ile birleşince şişmanlık ve şeker hastalığı ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuştu.

“SAĞLIKLI BİR KİŞİ NASIL BESLENİYORSA ŞEKER HASTASI ÇOCUKLAR DA ÖYLE BESLENMELİDİR”

Şeker hastası için çok özel bir diyet olmadığını, sağlıklı bir kişi nasıl besleniyorsa, şeker hastası çocukların da öyle beslenmesi gerektiğini söyleyen Aydın, “Bütün çocuklar şekerli ve işlenmiş gıdalardan, gazozlardan, paketli gıdalardan ve özellikle tatlandırıcı içeren gıdalardan uzak durmalıdır. Tip-1 şeker hastalığında yemekte yasak yoktur, hesap yapmak ve insülin dozunu ayarlamak şartıyla yemekte tatlı da yiyebilirler. İnsülin dozunu ayarlamak için yemekten önce, şeker hastası çocukların kan şekerlerini mutlaka ölçmeleri lazım. Yapılacak insülin dozunun yediklerine uygun olması ve kan şekeri yüksek ise düşürmesi lazım. Buna göre insülini yaparak istediklerini yiyebilirler. Çok küçük çocuklar dışında ara öğün vermemeyi ya da az vermemeyi tavsiye ediyoruz. Çünkü ara öğünlerde insülin yapmamış oluyorlar. Şeker hastaları dahil bütün çocukların sağlıklı beslenmesini ve ev yemekleri yemesini tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.